by the by

  1. Adverb bu arada
hatırımda iken, aklıma gelmişken.
başı suya çok batmış
kanuna itaat etme
hakikate saygı
sonuçlarına katlanmak zorunda kalmak Verb
neticesine katlanmak Verb
kanuna boyun eğmek Verb
kanuna uymak Verb
plana uymak Verb
Kızıl Haç'ın yardım çağrısı
nizamnameye uygun olarak
mahkeme ce tayin edilmiş
mahkemece tayin edilmiş
mahkeme emriyle tayin
mahkemenin tasvibi
kanuni anlamı
mahkemece tayin olunan avukat
belediye tarafından ödenmek Verb
devlet çe müsadere edilmek Verb
haberler karşısında ne yapacağını şaşırmak Verb
devletin mülkiyetinde olmak Verb
parça başına ücret almak Verb
parça başına para almak Verb
üç ayda bir ödenmek Verb
haberlerden sarsılmış olmak Verb
haberlerden allak bullak olmak Verb
yüz adedini satın almak Verb
götürü olarak
hükümet kararıyla
yasama organından geçirmemek Verb
idarece Adverb, Public Administration
dostlar aracılığıyla
Tanrı sayesinde
Allahın lütfu ile
resmen, kurallara göre, yasalara/törelere uygun olarak.
to go by the book = to stick to the book:
yasadan/yönetmelikten ayrılmamak.
speak by the book: kesin olarak söylemek, yasalara dayanarak konuşmak.
An unimaginative individual who does everything by the book: Körükörüne herşeyi yasalara/kurallara göre yapan kişi.
kova ile
dakik olarak
fıçı hesabıyla
gün geçtikçe Adverb
(gündelikçi) günlük ücret
günden güne Adverb
düzineyle
düzine ile
düzinelerle.
by the hundred: yüzlerce.
by the thousand: binlerce.
işverence Adverb, Employment
ilk posta ile
toptan
bol bol
baş tarafı suya batmış.
götürü, parça başına.
Do work by the job: Götürü iş yapmak.
He gets paid by the job: Götürü/parça
başına ücret alıyor.
aracılığıyla
delaletiyle
ay olarak
aylık olarak
… adlı, adı/ismi … olan.
müteakip posta ile
(a) (askerî talimde) sayı ile (icra edilen kumanda), (b) düşünmeden, makine gibi, mihanikî bir şekilde.
ons ile
tane ile
parça ile
götürü
libre ile
işbu belge ile
basılmak Verb
(a) aynı sebeple, bu nedenle, (b) bundan başka, buna ilâveten.
sırf kendi tecrübelerine dayanarak, yardım görmeden.
kıtı kıtına, ucu ucuna, ancak, güçbela, güçlükle, kıl payı.
escape by the skin of one's teeth: kıl payı kurtulmak.
kıtı kıtına, ucu ucuna, daradar, ancak, kıt kanaat, güçlükle.
He passed English by the skin of his teeth.
kıl payı, kıtı kıtına, ancak, güçbela.
We had to run for the train, and caught it by the skin of our teeth.
doğru
sıhhatli
alın teriyle, çalışıp çabalayarak.
He makes his living by the sweat of his brow.
-e kadar.
It will be dark by the time we go home: Biz eve gidinceye kadar karanlık olacak.
hatırımda iken, aklıma gelmişken.
aklıma gelmişken, sırası gelmişken, istitraten söyleyeyim ki.
By the way, have you received that letter yet?
yol kenarında
hafta hesap edilerek
haftalık
saat başına ücret almak Verb
götürü ücret üzerinden kiralama
götürü kiralamak Verb
hapse atmak Verb
deliğe tıkmak Verb
ilk postayla gönderilmek Verb
götürü pazarlık
maaştan yüze 10 indirmek Verb
kurallara sımsıkı bağlı kalarak davranmak Verb
hükümet tebligatı
sansürcü tarafından çıkarılmıştır
yangının neden olduğu harabe
(gemi) başı suya çok batmış
haritaya bakarak araba kullanmak Verb
ağırlığına göre uygulanan gümrük tarifesi
birini saat ücretiyle istihdam etmek Verb
rehnedilen nesneyi icra vasıtasıyla satmak Verb
rehin edilen nesneyi icra yoluyla satmak Verb
paçasını zor kurtarmak Verb
karı koca arasında bütün malları üzerinde iştirak halinde mülkiyet
karı-koca arasında bütün malların iştirak halinde mülkiyet
çekişmek, kavga etmek.
başarısızlığa uğrayarak terketmek, elenmek.
kör uçuş yapmak Verb
içgüdüsel hareket etmek Verb
parça eşya yükleme
birini adam yerine koymamak Verb
(a) güverteden denize düşmek, (b) büsbütün elden çıkmak, yok olmak, kaybolmak, unutulmak, ihmal edilmek,
bir tarafa/kenara atılmak.
All his devoted labor went by the board: Bütün fedakârane çalışmaları unutuldu.
let go by the board: elden çıkarmak, göz önünde tutmamak.
talimata göre hareket etmek Verb
en kısa yoldan gitmek Verb
daha önemli bir şeyden dolayı rafa kaldırılmak Verb
basın tarafından abartılmış
devletin halk tarafından yönetilmesi
pamuk ipliğine bağlı olmak Verb
kullanılmadan durmak Verb
bir şeyin püf noktasını bilmek Verb
Dışişleri Bakanı başkanlığında
işçiyi günlük çalıştırmak Verb
gündelik kiralamak Verb
işçiyi günlük çalıştırmak Verb
aylığına kiralamak Verb
(mektubu) sansürcünün ele geçirmesi
polis tahkikatı
...'e bakılırsa Adverb
haberden yıkılmış
tutuklamak, tevkif etmek, enselemek, yakalayıp hapsetmek.
bir kimseyi istediği gibi idare etmek, istediğini yaptırmak, burnuna kancayı takmak, yularından tutup görtürmek.
yıllık kiraya verilmek Verb
mahkemece tayin olunan tasfiye memuru
alnının teriyle yaşamak Verb
arşınlamak Verb
Konsey tarafından alınan önlemler Noun
kıçtan kara Maritime Traffic
polis tarafından etkisiz hale getirilmiş
düzinelik ambalaj
adı altında tanımak Verb
adı altında tanınmak Verb
sansürden geçmiştir
sansürden geçmiş
gündelik ödenen ücret
aylık ödemek Verb
haftalık ödemek Verb
işçilere parça başı ödeme yapmak Verb
kiracı tarafından ödenebilir
poliçenin teminat altına aldığı süre
tüm seçenekleri denemek Verb
(Br) hükümet binası Noun
hükümet koruması
gelecek için saklamak Verb
kiracının ödeyemeceği vergiler Noun
bankaca tayin edilen tasfiye memuru
aylık kiralamak Verb
halin gerektirdiği Adjective
toptan satış
parti mal satışı
(a) (boksör) zil imdadına yetişti (zaman dolduğundan nakavttan kurtuldu), (b) (herhangi bir şahış) son anda paçayı kurtardı.
pencere dolusu kaydır Information Technology
bankanın kendine ait senet portföyü
enselemek Verb
şişe ile satılmak Verb
şişe yle satmak Verb
şişeyle satmak Verb
tane ile satmak Verb
malları parça ile satmak Verb
boğuşmak.
saatini radyodaki saat ayarı sinyaline göre ayarlamak Verb
resmï ve talimat gereğince konuşmak, ezbere konuşmak.
açık ve sarih konuşmak Verb
bile bile konuşmak Verb
haber şaşkına çevirmiş
birini elinden tutmak Verb
birini el inden tutmak Verb
polis tarafından yakalanmış
kiracının ödeyeceği vergiler Noun
karı-koca arasında belli bir mal veya bütün mallar üzerinde geçerli olan mal ortaklığı
karı-kocanın belirli bir mal veya bütün mallar üzerindeki ortaklığı
mahkeme emri
engel/ayak bağı olmak.
ihtilaf halinde
parti grubu tarafından alınan karar üzerine milletvekillerinin aynı oyu atması
dondan zarar görmüş
haritaya bakarak seyahat etmek Verb
jüri huzurunda dava
jüri tarafından muhakeme
jüri tarafından muhakeme
polis tarafından aranıyor
deniz alıp götürmüş
mahkeme marifetiyle tasfiye
gündeliğe gitmek Verb
gündelik ücretle çalışmak Verb
parça başı işi yapmak Verb
götürü iş
parça başı çalışmak Verb
su tarafından kemirilmiş
dalgalar tarafından aşındırılmış